5 Şubat 2015 Perşembe

FENERLİ BİRADERİM!


Yazdık; çok anlatmaya çalıştık; bi daha anlatalım.
Hani şu sizin başkan var ya; Aziz Yıldırım...
İşte o;
Kaza yapmış bir trenin "raylar üzerinden hala alınmamış enkazı"dır.
Evet... Türk futbolu bir tren kazası yaptı ve enkaz hala yerli yerinde.
Enkaz rayların üzerinden alınmadığı için başka bir tren seferi de yapılamıyor!
Görülen o ki;
Geçen sene sizi daha Nisan'da şampiyon yapan zihniyet...
Bu sene de "kendi rekorunu kırarak" daha Mart ayında işi bitirmeye oynuyor!
Azıcık vicdan sahibi bir adamsan; (bu kara gömleklilerin itelemesi olmasa) daha ilk yarıdan havlu atacağına sen de itiraz etmezsin.
Ama Fenerbahçe bir türlü yarıştan kopmuyor...
Koparılmıyor!
Bu haftaki mesele de Trabzonspor maçının hakemi...
Paylaştım da; Trabzon tayfasının tek bir isteği vardı:
"Bu maçın hakemi Bülent Yıldırım olmasın!"
Başka isim vermediler;
"O olmazsa şu olsun" diye fikir zikretmediler.
"Yeter ki Bülent Yıldırım olmasın..."
Öyle ki;
Aziz Yıldırım'ın (!) olmasına bile razılar...
Taraftarlar bunu isterken Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu da (daha hakem belli değilken) "hakem hatası olması halinde takımını sahadan çekeceğini" (!) açıkladı.
Trabzon kanadından mesajlar böyleyken Fener-Trabzon maçının hakemi açıklandı.
Kim?
Evet bildiniz...
Bülent Yıldırım!
Sanki başka hakem yokmuş gibi...
Fenerbahçe'nin "uğurlu" hakemi!
Fenerbahçe ne zaman sıkışsa Fener'in imdadına yetiştirilmiş bir hakem kardeşimiz!
Bu sözleri neye dayanarak söylüyoruz?
Geçmişteki Fener-Trabzon maçlarına...
O kadar çok Fener-Trabzon maçı yönetmiş ki... Ve hepsini de Fenerbahçe kazanınca; Trabzon cephesi de bu hakemi "kara liste"ye almış!
Fener'in "kara liste"si daha kabarık...
Biliyorsunuz; Fener bir maçta puan kaybederse bunun suçlusu kesinlikle hakemdir ve o hakeme "uzun süre" Kadıköy ilçe sınırları içinde dolaşması yasaklanır!
Bülent Yıldırım ismi açıklanınca Trabzonlu yöneticiler (doğal olarak) ayaklanmış.
Fener de buna cevap vermiş:
"Bülent Yıldırım'a güveniyoruz! O bu baskıların altından kalkacaktır!"
Görüyorsunuz değil mi?
Kardeşi Ali Yıldırım'a bile güvenemeyen Aziz Yıldırım....
Bülent Yıldırım'a güveniyormuş!
Sanırsın ki o da aileden!

Fenerli biraderim...
Geçen sene 3-3'e giden (Türk basketbol tarihinin en zevkli final serisi sırasında) Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu yan yana basın toplantısı düzenleyerek basketbolcular arasındaki o muhteşem finale limon sıkmaya soyunmuş...
O sırada Aziz Yıldırım'ın dili sürçüyor; yılların Ergin Ataman'ına "Engin Ataman" diyor.
Ben de basın toplantısını "canlı" izleyip; anı anında facebook sayfama yazıyorum.
Dedim ki;
"Bu bir dil sürçmesi değil. Aziz Yıldırım'ın kafasından o kadar çok Engin Kennerman geçiyor ki; Ergin Ataman'a da Engin Ataman diyor!"
10 dk geçmedi; Aziz Yıldırım maçın hakemlerine başarılar diliyor...
Kimmiş maçın hakemi?
Bingo!
Engin Kennerman!
Peki Engin Kennerman kim?
Futbol hakeminin bile içinde geçmediği 3 Temmuz şike davasında adı geçen 2 basketbol hakeminden biri!
Diğeri de Recep Ankaralı!
Biliyorsunuz; finalin öbür hakemi de Recep Ankaralı!

Galatasaray işte bu tiyatroyu gördüğünde son maça çıkmama kararı aldı.
Yani TBF eliyle bu muhteşem final serisinin kazananı zaten çoook önceden belli olmuştu!
Hatırlarsınız; Fenerbahçe'nin eski basketbolcularından (geçen seneki menajer) Cenk Renda maça 10 dakika kala (!) hala "Galatasaray'ın maça çıkacağını umduğunu" söylüyordu.
Kendi kulübünde bu işler hep tehditlerle, boş atıp dolu tutmalarla oluyordu ya; Cenk o yüzden Galatasaray'ı da Fenerbahçe ile bir tutuyordu.
O maçtan sonra ne oldu?
Galatasaray bir kupa kaybetti.
Galatasaray alacak diye bir şart yoktu ya; bu işin içinde kazanmak da var.. Kaybetmek de!
Galatasaray, tüm sporseverlere bir mesaj vermeye çalıştı.
Tribünlerin haline bakanlar, o mesajdan "sporseverlerin" (!) gerekli dersi çıkardığını gösteriyor.
Ama Türk sporunu yönetenler...
Hatta Türkiye'yi yönetenler, o mesajdan gerekli dersi almamış...
Görülen o!
Bu sefer de bir futbol takımının başkanı hakem hatası olursa takımı sahadan çekeceğini (!) söylerken; o maça da "o kulübün istemediği tek hakem" atanıyor!
Yani adeta dalga geçiyorlar!
Yani bi anlamda; "İşinize gelirse.. Yeni Türkiye'de böyle!" diyorlar.
Bu yapılan sadece Trabzonspor'a değil!
Galatasaray ve Fenerbahçe basketbolda bu sene de karşılaştı. Galatasaray'ın eski kaptanı olan TBF başkanı Turgay Demirel bu maça kimi verdi?
Evet... Başka hakem yokmuş gibi "gene" (!) Engin Kennerman'ı!!!

Yahu arkadaş...
Sporu bilirsiniz... Hele hele performans sporlarını daha iyi bilirsiniz...
Çok duymuşsunuzdur mesela;
Yüzücü daha seri yüzsün diye saçını kazıtır; vücudundaki tüyleri aldırtır.
Ben çok futbolcuda gördüm; performansları, hızları artsın diye "kadınlar gibi" ağda yaptırırlar.
Delikanlı futbolcu kardeşimize bakıyorsun; sanki gece işe çıkacak!!!
Neden katlanıyor buna?
Daha iyi derece elde etsin diye!
Daha hızlı koşsun diye!
Sporcular arasında "kafa rahatlığı" bu kadar önemliyken Turgay Demirel ve Yıldırım Demirören gibi "iktidar yalakası" başkanlar adeta sporcuların kafası karışsın, "bu maçı kimin kazanması gerektiğinin mesajı maçtan çok evvel alınsın" dercesine atamalar yapıyorlar!
Fenerli biraderim...
Fenerli Ali Koç bu fırıldakların döndüğü; Aziz Yıldırım'ın hala fırıldak çevirebildiği bir ligden "firma adını" çekti. Türkiye Basketbol Ligi senin ağzının alıştığı gibi Beko Basketbol Ligi değil.
Bu arada...
Adı Fenerbahçe'ye başkan olabilecekler arasında geçecek kadar Fenerli olan Murat Ülker de futbola yatırdığı parayı "artık vermeyeceğini" açıkladı.
Tribünlerin hali ortada!
Fenerbahçe'nin Bayburt maçının "fotoğraflarına" (!) baktım. Arkadaşım Selahattin Bayburtlu; onun sayesinde ha! Yanlış anlaşılmasın...
Gördüğüm kadarıyla; Bayburtlular gelmese, Fenerbahçe elektrik masrafını bile çıkaramayacakmış!
Sana "Passolig'den" diyorlar ya...
Yalan!
Kaçan seyircinin "şikeden" kaçtığını kendileri de bal gibi biliyorlar!
Ama Passolig bahanesine sığınıyorlar!
Başkası gelmiyorsa "kendince" haklıdır.
Ama "Fenerbahçeli bile" maça gitmekten vazgeçtiyse...
O zaman kork; Fenerli biraderim!
Tüm bunlardan en küçük bir ders alınmamış.
Hala "kör gözüm parmağına" der gibi davranıyorlar.
Ne Fener başkanlığı?
Stadın önünden geçmemesi gereken Aziz Yıldırım;
"Havuzu bozarım... Onu yaparım... Bunu yaparım" ağızlarında!
Hani stada gelmekten hala vazgeçmeyen bi üç-beşyüz kişi var ya...
Onları da kaçırmak için "ellerinden geleni" yapıyorlar!
Fenerliden vazgeçtim...
Artık onlara seslenmiyorum.
"Sporsever" biraderim...
Ali Koç'tan zengin misin?
Murat Ülker'den zengin misin?
Onların bile kaçtığı bu leş kokan ortamdan "tamamen" ne zaman çekileceksin?
Karar verilmiş!
Bu senenin şampiyonu da Fener!
Yanlız enteresan bir durum var.
Sanki Aziz Yıldırım'la gizli bir pazarlık yapmışlar...
Geçen sene Nisan'da "bağışlanan" gibi...
Bu sene de başka bir şampiyonluğu daha Fenerbahçe'ye bağışlayacaklar!
Sonra da Aziz Yıldırım (hala uyanamayan Fenerli'nin coşkulu tezahüratları arasında) sahneden çekilecek gibi!
Sizi bilmem...
Bugünkü Bülent Yıldırım isminin açıklanmasından sonra; (hangi günse artık,) o günü beklemenin anlamı kalmadı.
İnsanların tiksinme limitlerinde azıcık bir yer kalmıştı...
Onu da bu hafta tamamıyla tükettirecekler!

Gidin alın şampiyonluk kupanızı...
Gidin takın o muhteşem 4. yıldızınızı...
Ama yeter ki bize uzak olun!
Ancak şunu unutmayın...
Aziz Yıldırım Türk futbolunda "enkazı hala raylar üzerinde bekleyen bir tren kazası"dır.
O enkaz oradan "adam gibi" kaldırılmadığı sürece sana daha çoook "paralı köpek" denecek!
Böyle bir düzende şampiyon olmak içinize sinecekse...
Hadi şimdi hep beraber bağırıyoruz:
"Fener goool... gooool... golll" 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder