Dün gece bir "630 milyon lira hikayesi" anlattık ya...
Onun üzerine devam edelim ve Hamza Hamzaoğlu'nun başkan Dursun Özbek'e neden "Beni Galatasaray kovarsa sözleşmemde tazminat maddesi olmasın" dediğini daha iyi anlayalım.
Onun üzerine devam edelim ve Hamza Hamzaoğlu'nun başkan Dursun Özbek'e neden "Beni Galatasaray kovarsa sözleşmemde tazminat maddesi olmasın" dediğini daha iyi anlayalım.
Muhammet Altuntaş (Edirnespor);
Hakan Ünsal (Karabükspor);
Vedat İnceefe (Karabükspor);
Ve Hamza Hamzaoğlu (İzmirspor)...
Nedir bu adamların ortak özelliği?
Evet... Doğru bildiniz!
Hepsi 2. lig oyuncusuydu ama... Galatasaray gibi büyük bir takıma geldiklerinde "şak" diye takıma girdiler!
Bunun bir de Feyyaz Uçar (amatör Avcılarspor); Ünal Karaman versiyonu vardır.
Feyyaz'ınki de zor işti ama... Hele Ünal'ınki bambaşka bir şeydi! Hocası Coşkun Özarı onu daha 2. ligdeyken banko MİLLİ TAKIMA koyabilmişti!
Bugün (mesela Bankasya'dan) gözünüz kapalı Galatasaray'a, Fener'e, Beşiktaş'a "ilk 11'e" alabileceğiniz bir oyuncu var mı?
Nerdeeee!
Öyle şeyler geçmişte kaldı.
Hakan Ünsal (Karabükspor);
Vedat İnceefe (Karabükspor);
Ve Hamza Hamzaoğlu (İzmirspor)...
Nedir bu adamların ortak özelliği?
Evet... Doğru bildiniz!
Hepsi 2. lig oyuncusuydu ama... Galatasaray gibi büyük bir takıma geldiklerinde "şak" diye takıma girdiler!
Bunun bir de Feyyaz Uçar (amatör Avcılarspor); Ünal Karaman versiyonu vardır.
Feyyaz'ınki de zor işti ama... Hele Ünal'ınki bambaşka bir şeydi! Hocası Coşkun Özarı onu daha 2. ligdeyken banko MİLLİ TAKIMA koyabilmişti!
Bugün (mesela Bankasya'dan) gözünüz kapalı Galatasaray'a, Fener'e, Beşiktaş'a "ilk 11'e" alabileceğiniz bir oyuncu var mı?
Nerdeeee!
Öyle şeyler geçmişte kaldı.
Neyse...
Biz dönelim Hamza Hamzaoğlu'na...
Hamza İzmirspor'un oyuncusuydu ve o dönemde Piontek'in yardımcısı olan Fatih Terim'in de talebesiydi...
Ümit Milli Takım'da birlikte çok iyi işler yapıyorlar ve Hamza daha yukarıları hak ettiğini zaten gösteriyor.
Ama o kadar mı?
Galatasaray'a alacaksın...
Ve koca Galatasaray takımı sanki onun gelişini bekliyormuş gibi şak diye takıma koyacaksın!
Oldu mu?
Oldu!
Hamza İzmirspor'un oyuncusuydu ve o dönemde Piontek'in yardımcısı olan Fatih Terim'in de talebesiydi...
Ümit Milli Takım'da birlikte çok iyi işler yapıyorlar ve Hamza daha yukarıları hak ettiğini zaten gösteriyor.
Ama o kadar mı?
Galatasaray'a alacaksın...
Ve koca Galatasaray takımı sanki onun gelişini bekliyormuş gibi şak diye takıma koyacaksın!
Oldu mu?
Oldu!
Bilmeyenler vardır; hatırlamayanlar, unutanlar vardır.
Nasıl bir futbolcuydu Hamza?
Bi kere; futbolu bıraktıktan sonra bile fizik olarak değişmeyen nadir isimlerden...
Futbolcuyken de hemen hemen bugünkü fizikteydi.
Ondan da önemlisi...
Meslek hayatım boyunca binlerce futbolcu görmüşümdür. Ama Hamza Hamzaoğlu benim için bi açıdan "tek" idi.
Neydi o özelliği?
Hamza genelde orta sahanın solunda oynardı. Sol beke yardım eder; sol açık gibi hücuma çıkarak yaptığı ortalarla forveti beslerdi.
Kendinizi bir altyapı hocası olarak düşünün...
Hamza'ya deyin ki;
"Sol kanattan top al... Karşına çıkan kuleye rakip futbolcuymuş gibi çalım at; kornerin oraya yaklaşınca da penaltı noktasına orta kes!"
Hamza gider; (ortaları muz gibi değildir,) ip gibidir genelde... Ama istediği yere atar... Yani ayağına hakimdir.
Sonra ona de ki:
"Şimdi sağa geç... Yaptığın aynı işi bir de sağ ayağınla dene!"Hamza bunu da yapar; ve inanın; en az sol ayağı kadar iyi yapar!
Dünya üzerinde böyle bir futbolcu modeli yoktur!
Bir futbolcu ya sağ ayaklıdır; ya sol...
Nasıl bir futbolcuydu Hamza?
Bi kere; futbolu bıraktıktan sonra bile fizik olarak değişmeyen nadir isimlerden...
Futbolcuyken de hemen hemen bugünkü fizikteydi.
Ondan da önemlisi...
Meslek hayatım boyunca binlerce futbolcu görmüşümdür. Ama Hamza Hamzaoğlu benim için bi açıdan "tek" idi.
Neydi o özelliği?
Hamza genelde orta sahanın solunda oynardı. Sol beke yardım eder; sol açık gibi hücuma çıkarak yaptığı ortalarla forveti beslerdi.
Kendinizi bir altyapı hocası olarak düşünün...
Hamza'ya deyin ki;
"Sol kanattan top al... Karşına çıkan kuleye rakip futbolcuymuş gibi çalım at; kornerin oraya yaklaşınca da penaltı noktasına orta kes!"
Hamza gider; (ortaları muz gibi değildir,) ip gibidir genelde... Ama istediği yere atar... Yani ayağına hakimdir.
Sonra ona de ki:
"Şimdi sağa geç... Yaptığın aynı işi bir de sağ ayağınla dene!"Hamza bunu da yapar; ve inanın; en az sol ayağı kadar iyi yapar!
Dünya üzerinde böyle bir futbolcu modeli yoktur!
Bir futbolcu ya sağ ayaklıdır; ya sol...
Mesela Emre Belözoğlu şu dediğim işi sol ayağıyla çok iyi yapar da...
Aynı işi sağ ayağıyla yapmasını istediğinizde bazen öyle saçmalar ki; yaptığı ortaya takım da güler, kendi de!
Ama Hamza'ya gülmezsiniz...
Gülemezsiniz...
Çünkü bu Hamza Hamzaoğlu denen bu adam her iki ayağını da "eşit derecede" iyi kullanırdı.
Aradan yıllar geçmiş...
Her gün de gözümüzün önündeydi...
Bugün "Hamza sağ ayaklı mıydı, yoksa sol mu?" diye kendime soruyorum...
Ama verilecek net bir cevap bulamıyorum!
Aynı işi sağ ayağıyla yapmasını istediğinizde bazen öyle saçmalar ki; yaptığı ortaya takım da güler, kendi de!
Ama Hamza'ya gülmezsiniz...
Gülemezsiniz...
Çünkü bu Hamza Hamzaoğlu denen bu adam her iki ayağını da "eşit derecede" iyi kullanırdı.
Aradan yıllar geçmiş...
Her gün de gözümüzün önündeydi...
Bugün "Hamza sağ ayaklı mıydı, yoksa sol mu?" diye kendime soruyorum...
Ama verilecek net bir cevap bulamıyorum!
Peki sorun neydi?
Karakter olarak bu kadar düzgün bir adamın Galatasaray macerası neden çok uzun sürmemiş? (1991-95 arası 104 maç-10 gol)
Karakter olarak bu kadar düzgün bir adamın Galatasaray macerası neden çok uzun sürmemiş? (1991-95 arası 104 maç-10 gol)
Hem de bu süreçte Şampiyonlar Ligi'nde çok önemli işler yapmalarına rağmen!
Ve hem de Hamza Hamzaoğlu'nun; Hakan Şükür, Arif Erdem, Cihat Arslan, Uğur Tütüneker ve Okan Buruk gibi futbolcularla arasında su sızmazken?
Onlar tarafından çok seviliyorken!
Onlar tarafından çok seviliyorken!
Sadece onlar da değil ki!
Hamza'yı bütün takım severdi!
Hamza'da sıkıntı şuydu:
Galatasaray çok büyüktü!
Evet; Hamza da çok iyi futbolcuydu ama...
Galatasaray çok... çok büyüktü!
Hamza ilk geldiğinde Galatasaray kabuk değiştiriyordu. Papazlara yol veriliyor; gençlere kucak açılıyordu.
Galatasaray çok büyüktü!
Evet; Hamza da çok iyi futbolcuydu ama...
Galatasaray çok... çok büyüktü!
Hamza ilk geldiğinde Galatasaray kabuk değiştiriyordu. Papazlara yol veriliyor; gençlere kucak açılıyordu.
Bu da onun çabucak takıma kabulünü sağlamıştı.
Bi yere kadar evet...
Ama bi yerden sonra Hamza Galatasaray için "çok renksiz", "çok sıradan" kalmaya başladı.
Hamza'yı sahaya atın... Size yapacağı işler "aşağı yukarı" bellidir. Onun altına asla düşmez. 5 yıllık mukavele yapın; 5 senesinde de aşağı yukarı aynı performansı gösterir. Ama bu kadarı Galatasaray'a yetmez!
Ama bi yerden sonra Hamza Galatasaray için "çok renksiz", "çok sıradan" kalmaya başladı.
Hamza'yı sahaya atın... Size yapacağı işler "aşağı yukarı" bellidir. Onun altına asla düşmez. 5 yıllık mukavele yapın; 5 senesinde de aşağı yukarı aynı performansı gösterir. Ama bu kadarı Galatasaray'a yetmez!
Galatasaray'da daha uzun ömürlü olmak için onun daha üstüne çıkma zorundaydınız.
Deyim yerindeyse;
Futbolcu Hamza; raydaki bir tren gibiydi.
O tren Sirkeci'den Halkalı'ya giderdi.
Onun başka istasyonlara uğrayıp yolculuğa renk katma ihtimali yoktu.
Yani bir yerden sonra Hamza Galatasaray'a yetmez olmuştu.
O yüzden de ayrılık şart olmuştu.
İşte tam da o günlerde; (Hamza'nın da şansına,) para babası Cem Uzan devreye girmişti.
Uzan'lar bir yandan Adanaspor; ama asıl olarak İstanbulspor'la Türkiye'de bir fırtına estirme niyetindeydi.
Fener'den Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman'ı alan Cem Uzan; Galatasaray'dan da birini almalıydı.
Onu da yaparsa; bu iş, o mütevazi İstanbulspor'a büyük bir hava katardı.
Nitekim aldı da...
İşte tam da o günlerde; (Hamza'nın da şansına,) para babası Cem Uzan devreye girmişti.
Uzan'lar bir yandan Adanaspor; ama asıl olarak İstanbulspor'la Türkiye'de bir fırtına estirme niyetindeydi.
Fener'den Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman'ı alan Cem Uzan; Galatasaray'dan da birini almalıydı.
Onu da yaparsa; bu iş, o mütevazi İstanbulspor'a büyük bir hava katardı.
Nitekim aldı da...
Oğuz ve Aykut için "Futbol hayatlarının sonunda" diyordunuz da...
Hamza için öyle bir şey söz konusu değildi.
Cem Uzan'a göre; İstanbulspor, Galatasaray'ın en önemli silahlarından birini almıştı.
Anlayacağınız;
Galatasaraylı için eski heyecanını kaybeden Hamza'ya İstanbulspor'a gitmekten başka seçenek kalmamıştı.
Çünkü Galatasaray bu; büyük kulüplere hep daha iyisi lazımdı!
Galatasaraylı için eski heyecanını kaybeden Hamza'ya İstanbulspor'a gitmekten başka seçenek kalmamıştı.
Çünkü Galatasaray bu; büyük kulüplere hep daha iyisi lazımdı!
Hamza artık misyonunu doldurmuştu; yerine daha iyi biri konmalıydı.
Kondu da!
Tam o günlerde Karabükspor'dan Hakan Ünsal alınmıştı.
Kondu da!
Tam o günlerde Karabükspor'dan Hakan Ünsal alınmıştı.
Hamza'ya "raydaki bir tren gibiydi" dedik ya...
Galatasaray'da oynamak için bir taksi gibi olmak zorundaydınız!
Evet; Hamza Galatasaraylıyı Sirkeci'den alıyor; Halkalı'ya kadar dakik bir şekilde götürüyordu. Bunda sorun yok...
Ama Hakan Ünsal "tıpkı bir taksi gibi" İstanbul'u görmeye gelmiş Galatasaraylıya:
"Buyur baba... Burası boğaz... Burası Sultanahmet" diyecek, farklı heyecanlar yaşatacak karakterde bir adamdı.
Hamza Hamzaoğlu futbolcuyken de o kadar düzgün biriydi ki; neredeyse rakip futbolcularla bile dalaşmıyordu!
Hakan Ünsal da (en az Hamza kadar) üstün karakterli bir oyuncuydu. Ama ona yamuk yapan anında cevabını alırdı!
Tekmeye tekme... Tokada tokat!
Sahadaki Hakan Ünsal tank gibiydi. Sol tarafı tek başına hallaç pamuğu gibi atıyordu.
Ve en beklenmedik anda öyle bir gol atıyordu ki;
Attığı golleri Hagi'ninkilerle kıyaslıyordun!
Hakan Ünsal'ın benim için "gelmiş geçmiş en büyük sol bek" olduğunu burada defalarca yazdım.
Tam da Hamza'nın gönderileceği yıllarda Galatasaray'a gelen Hakan Ünsal, 3 kişinin yapabileceği bir işi "tek başına" yapabilecek kadar iyi idi!
İşte Galatasaraylının (Hamza'da bulamadığını) karşılayacak oyuncu Hakan Ünsal idi!
Tam da Hamza'nın gönderileceği yıllarda Galatasaray'a gelen Hakan Ünsal, 3 kişinin yapabileceği bir işi "tek başına" yapabilecek kadar iyi idi!
İşte Galatasaraylının (Hamza'da bulamadığını) karşılayacak oyuncu Hakan Ünsal idi!
Uzatmayalım...
Nasıl ki futbolculuk döneminde artık Galatasaray'daki görevini tamamladığını ilk Hamza'nın kendisi görmüştü;
Emin olun bu teknik direktörlük günlerinde de aynısı olacaktır.
Hamza başkanına diyor ki:
"Galatasaray beni kovarsa kovsun... Bundan bile şeref duyarım... Ama şayet Galatasaray ile olan aşkımda ilk günlerdeki heyecan kalmazsa; beni göndermek istediğinizde o tazminat maddesi size engel olmasın!"
İşte Hamza böyle bir adamdır.
Hamza'nın kalbi kolay kırılır!
Hamza futbolculuk günlerinde (sol çizgide oynarken) hem Kapalı'ya, hem Numaralı'ya yakın oynardı. Oradan gelen homurtuları kolay analiz ederdi.
O yüzden diyorum ki;
Hamza'nın kalbini kıracak işler yapmayın!
Ona hep sahip çıkın!
Nasıl ki futbolculuk döneminde artık Galatasaray'daki görevini tamamladığını ilk Hamza'nın kendisi görmüştü;
Emin olun bu teknik direktörlük günlerinde de aynısı olacaktır.
Hamza başkanına diyor ki:
"Galatasaray beni kovarsa kovsun... Bundan bile şeref duyarım... Ama şayet Galatasaray ile olan aşkımda ilk günlerdeki heyecan kalmazsa; beni göndermek istediğinizde o tazminat maddesi size engel olmasın!"
İşte Hamza böyle bir adamdır.
Hamza'nın kalbi kolay kırılır!
Hamza futbolculuk günlerinde (sol çizgide oynarken) hem Kapalı'ya, hem Numaralı'ya yakın oynardı. Oradan gelen homurtuları kolay analiz ederdi.
O yüzden diyorum ki;
Hamza'nın kalbini kıracak işler yapmayın!
Ona hep sahip çıkın!
Şayet gün olur da Hamza'nın kalbini kırarsanız;
Onu tutmak için "paranız bile" yetmeyecektir!
Galatasaray'a teknik direktör olarak verecek bir şeyi kalmadığında...
Tıpkı futbolculuk günlerinde olduğu gibi;
Hamza kendi biletini gene kendi kesecektir!
Galatasaray'a teknik direktör olarak verecek bir şeyi kalmadığında...
Tıpkı futbolculuk günlerinde olduğu gibi;
Hamza kendi biletini gene kendi kesecektir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder