Önce yukarıdaki habere bir göz atmanızı istiyorum. Sonra kalanına burada "belgeleriyle" devam edelim.
Aşağıdaki kapı Erkan'ımızın canını alan "yüksek güvenlikli" (!) Anti Terör kapısı. Çabuk ve hızlı kapandığı için elçilik ve konsolosluk gibi yüksek güvenlik gerektiren yerlerde bu tarz kapılar kullanılırmış!
Haberin sonundaki "Cevap bekleyen sorular?" bölümü Hürriyet'e, ya da bizim Adem'e mi (Kabayel), yoksa Oda tv'ye mi ait; bilemiyorum.
O sorular şöyle:
1- O kapı yaklaşık 5 ton ağırlığında. Modeli “Anti Terör Kapısı”. Bu kapıyla, Florya’da kimi, kimden koruyorlar?
2- Basına açık idmanlarda neden bu kapı sonuna kadar açık olmuyor?
3- Sürekli basın mensuplarının kullandığı bu kapıyı futbolcular ve yöneticiler neden kullanmıyor?”
Yukarıdaki fotoğrafta o kapının eski halini görüyorsunuz! Böyle kalsa Erkan Koyuncu güvenlikçiye sesini duyurmak için kafasını kapı arasına sokmak zorunda kalmayacaktı!
1. Cevap bekleyen soru:
"Bu kapıyla Florya'da kimi kimden koruyorlar" sorusu çok saçma! Okumuyor musunuz haberi; kapı tam 4 kere kırılmış! Peki kendi kendine mi kırılmış? Tabi ki hayır! Kapıyı Galatasaraylı taraftarlar kırmış! Bazen aşırı sevgi yüzünden, bazen de kaybedilmiş bir maçın öfkesiyle kırılmış. Bu süreçte bazı meslektaşlarımdan Florya'nın "duvardan kale" haline gelmesine eleştiri yapılmış. Okurken haliyle gülüyorsun; onu yazan arkadaş sanki hangi ülkede yaşadığımızı bilmiyormuş gibi yapıyor! Diyelim ki Florya o kadar korunaklı değil. Maçtan sonra yenilgiye kazan öfkeli taraftar tesislerde futbolcu ve yöneticiyi tartakladı. O zaman ne yazacaksınız? "Bu ne len! Burası Dingo'nun ahırı mı? Galatasaray gibi bir kulübün tesisleri korumaktan bu kadar aciz mi?" demeyecek misiniz?
2. Cevap bekleyen soru:
Basına açık idmanlarda bu kapı sonuna kadar açılmaz; açılamaz! Çünkü ortalık manyak dolu. Orayı bir "müze" sanan var, "babasının çiftliği" sanan var. İdman "basına" açık ama... Bu "taraftara da açık" anlamına gelmiyor! O yüzden kapıları sonuna kadar açsan; oradan yürüyerek geçen taraftar da, arabasıyla geçen yolcu da oranın trafik güvenliğini tehlikeye atar! O yüzden ana sahayı en kolay görecek o kapı komple kapalı tutulur ki; dışarda kalanlar "normal hayatlarını" sürdürsünler. Yoksa orası epey kalabalık toplayabiliyor!
Ayrıca...
Bu kapı O KADAR GÜVENSİZDİR Kİ; hani biz Erkan'ın ölümünü kapı üzerinden tartışıyoruz ya... Diyelim ki Erkan (sırtında çantalarıyla) kafasını kapıdan kurtardı; can havliyle kendini geri attı. O da "kurtulabileceği" anlamına gelmiyor! Çünkü bu seferde oradan "vızır vızır" geçen bir arabanın altında kalma ihtimali de vardı. Yani anlayacağınız; o kapının GÜVENSİZLİĞİ kapıyla alakalı değil; tesise göre cephesi ve konumuyla alakalı! Diyelim ki kapılar idman var diye taraftara da, basına da "ardına kadar" açık. İdman bitti ve siz karşıda bekleyen arabanıza giderken bir anlık dalgınlıkla bile "ölümcül bir kazayla" burun buruna gelebilirdiniz. Bugüne kadar olmadıysa, bu tamamen şansadır.
O kapı gene açık kalmaya, kullanılmaya devam etsin;
ERKAN'INKİ GİBİ BİR ÖLÜM ASLA OLMAZ...
AMA ORADA ÖLÜMCÜL BİR KAZA MUTLAKA "GENE" OLACAKTIR!
Ayrıca...
Bu kapı O KADAR GÜVENSİZDİR Kİ; hani biz Erkan'ın ölümünü kapı üzerinden tartışıyoruz ya... Diyelim ki Erkan (sırtında çantalarıyla) kafasını kapıdan kurtardı; can havliyle kendini geri attı. O da "kurtulabileceği" anlamına gelmiyor! Çünkü bu seferde oradan "vızır vızır" geçen bir arabanın altında kalma ihtimali de vardı. Yani anlayacağınız; o kapının GÜVENSİZLİĞİ kapıyla alakalı değil; tesise göre cephesi ve konumuyla alakalı! Diyelim ki kapılar idman var diye taraftara da, basına da "ardına kadar" açık. İdman bitti ve siz karşıda bekleyen arabanıza giderken bir anlık dalgınlıkla bile "ölümcül bir kazayla" burun buruna gelebilirdiniz. Bugüne kadar olmadıysa, bu tamamen şansadır.
O kapı gene açık kalmaya, kullanılmaya devam etsin;
ERKAN'INKİ GİBİ BİR ÖLÜM ASLA OLMAZ...
AMA ORADA ÖLÜMCÜL BİR KAZA MUTLAKA "GENE" OLACAKTIR!
İşte aşağıdaki fotoğraf; o kapının 30 metre aşağısı. Fotoğrafa baktığınız anda bu kapının ve bu cephenin tesislere giriş çıkış anlamında ne kadar tehlikeli olduğunu "şıp" diye görebiliyoruz.
Söyler misiniz; şu fotoğraftaki hangi taraftarın oradan geçen bir arabanın altına girmeyeceğinin garantisi var. Sadece bir anlık dikkatsizliğe bakar!
3. Cevap bekleyen soru:
Üç soru arasındaki en mantıklı, en sorulması gereken soru budur! Çünkü orayı az çok bilen herkes, kafası azıcık çalışan herkes, buranın güvenlik anlamında "çok büyük riskler taşıdığını" bilir. Diyelim ki 2. soruda istendiği gibi bu kapı ardına kadar açık ve sen bu kapıdan idmana (giriyor ya da) çıkıyorsun. O anda oradan geçen bir arabanın kalma riskin, Erkan'ınki gibi bir ölümden MİLYON DEFA fazla! Yani bizde güvenlik işleri azıcık düşünülse, azıcık önem verilse, o kapı komple kapatılır. Ya da "illaki kullanıma açılacaksa"; o zaman sadece TAKIMIN OTOBÜSLE MAÇ GİDİŞLERİNDE kullanılır. Çünkü o gidişlerde trafik ekipleri yolun en az 100'er metre başından ve sonundan yolu keser, yol güvenliği en yüksek düzeye çıkar. O zamanlarda ölümcül bir kazanın olma riski "sıfıra" iner. Bu şart dışında o kapıdan giren ve çıkan herkes, o yolu rutin trafik anlamında kullanan HERKES İÇİN tehlike oluşturur. Gelen geçen için de; kendisi için de!
O kapıyı dönem dönem futbolcular ve yöneticiler kullandılar. Özellikle biz diğer kapılarda beklerken "basından kaçma açısından" o kapı çok mantıklıydı. Kullandılar; hala da kullanıyorlardır. Ama dönem dönem futbolcular da, yöneticiler de ufak çaplı trafik kazalar atlattılar. Ancak, bu kazalar üzerinde konuşulacak boyutta olmadığı için de çok fazla sorun teşkil etmemişti. O kazalardan sonra, giriş çıkışlar çoğunlukla Özhan Canaydın Parkı'nın karşısındaki, GS Store'un yanındaki kapıdan yapılmaya başlandı.
Biz o kapıların bırakın Anti Terör Kapıları ile korunmasını...
Parasızlıktan "ilkel demir zincirlerle" korunduğunu da gördük.
Giriş çıkışlarda o kapıda da riskler vardı mutlaka.
Bunun önüne geçemezsiniz!
Çünkü bu sorunu konuşacaksanız; Florya Tesisleri'ne giriş çıkışlarda "sıfır risk" istiyorsanız, "Florya'nın zengin piçlerini de" (!) hesaba katmalısınız.
O kapıyı dönem dönem futbolcular ve yöneticiler kullandılar. Özellikle biz diğer kapılarda beklerken "basından kaçma açısından" o kapı çok mantıklıydı. Kullandılar; hala da kullanıyorlardır. Ama dönem dönem futbolcular da, yöneticiler de ufak çaplı trafik kazalar atlattılar. Ancak, bu kazalar üzerinde konuşulacak boyutta olmadığı için de çok fazla sorun teşkil etmemişti. O kazalardan sonra, giriş çıkışlar çoğunlukla Özhan Canaydın Parkı'nın karşısındaki, GS Store'un yanındaki kapıdan yapılmaya başlandı.
Biz o kapıların bırakın Anti Terör Kapıları ile korunmasını...
Parasızlıktan "ilkel demir zincirlerle" korunduğunu da gördük.
Giriş çıkışlarda o kapıda da riskler vardı mutlaka.
Bunun önüne geçemezsiniz!
Çünkü bu sorunu konuşacaksanız; Florya Tesisleri'ne giriş çıkışlarda "sıfır risk" istiyorsanız, "Florya'nın zengin piçlerini de" (!) hesaba katmalısınız.
Oralarda babandan aldığın son model arabalarla uçmamalısın...
Ama uçuyorlar!
O yüzden o civarda başınıza bi şey gelme riskiniz hep vardır.
Ama şunu unutmayın.
O kadar risk, bugün "sizin evinizin önünde de" vardır.
Anlatabildim mi? (E.B.)
O yüzden o civarda başınıza bi şey gelme riskiniz hep vardır.
Ama şunu unutmayın.
O kadar risk, bugün "sizin evinizin önünde de" vardır.
Anlatabildim mi? (E.B.)
Not: Aşağıdaki fotoğraf, Özhan Canaydın'ın başkan olduğu yıllarda çekildi. Kulüpte parasızlık öyle had safhada ki; az ilerideki fotoğrafta UEFA Kupası zaferini görürsünüz. Ama tüm giriş çıkışların yapıldığı o kapının otomatiği bile tamir ettirilemiyor! O arada bir zincir var ya; arabalar ya da insanlar geçsin diye, elle indirilip-kaldırılıyor! Yani futbolcunun da, Erkan Koyuncu gibi muhabirlerin de tesislere girmesi bu kadar basit ve güvenli idi!
Zaten bu kapı da; Erkan'ın hayatını kaybettiği kapıya göre riskin oldukça az olduğu bir kapı... Tesislere (futbolcuların) giriş çıkış yaptığı asıl kapı burasıdır. Keşke hep burası kalsaymış. Keşke girişler aşağıdaki fotoğrafın da gösterdiği gibi "ilkel" şartlarda olsaydı da; Erkan Koyuncu kardeşimiz hala aramızda olsaydı!


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder