Bi kere önce şunun adını koyalım.
Şike davasında devletine polisine;
"Beni neden takip ediyorsun? Hangi hakla, hangi yasayla takip ediyorsun" diyenler; kendi kulüp içi işlerini "yasadışı teknik takiplerle" (!) yürütüyormuş.
Sizi bilmem de...
Benim için "olanın-bitenin" tam ifadesi budur!
Fenerbahçe soyunma odasından Ersun Yanal'ın konuşmalarının "kayda alınması" ve "medyaya sızdırılması" (bence) öyle büyük bir skandaldır ki, bunun artçı sarsıntılarını gelecek yıllarda bile hissedeceğiz; göreceksiniz!
O ses kaydını sızdıranlar;
O ses kaydını sızdıranlar;
(Akılları sıra) Ersun Yanal'ı "Fenerbahçe'ye küfür eden gamsız bir adammış gibi" göstermeye çalışıyorlar.
O konuşmanın içeriğinde ne olursa olsun...
Fenerbahçeli'yi korkutması gereken asıl dram;
Fenerbahçeli'yi korkutması gereken asıl dram;
O konuşmanın internete sızması...
(Ve ondan da kötüsü;)
O konuşmanın, "kayda alınmaya ihtiyaç duyulması"dır!
(Ve ondan da kötüsü;)
O konuşmanın, "kayda alınmaya ihtiyaç duyulması"dır!
Bu; şunu ispat eder.
Takımın içinde Aziz Yıldırım'ın "kuşları" vardır!
O kuşlar; takım içinde "olanı biteni" zaten ona taşımaktadır.
Ancak; bazen olanı biteni "sözlü olarak" taşımaları yetmiyor; "ses kaydı" ile içeride yaşanmışı başkana "aynen" aktarma ihtiyacı duymuşlar!
Sorarım size...
Böyle bir spor kulübü olabilir mi?
Bu durum; "başka takımda da olsa" çok büyük skandaldır...
Ama;
Her yerde olsa da...
Fenerbahçe'de olmamalıydı!
Çünkü...
3 Temmuz 2011'den bu yana devletin polisine, hakimine, savcısına çamur üstüne atan;
"(Hakim'e;) Ben senin arkadaşınım... Beni takip ettiğini bana neden söylemiyorsun?" diyebilen bir başkanın olduğu camiada; (kulüp içi işlerin) "yasadışı teknik takiplerle" yürütüldüğü İSPAT OLUNMUŞTUR!
Evet...
Ama;
Her yerde olsa da...
Fenerbahçe'de olmamalıydı!
Çünkü...
3 Temmuz 2011'den bu yana devletin polisine, hakimine, savcısına çamur üstüne atan;
"(Hakim'e;) Ben senin arkadaşınım... Beni takip ettiğini bana neden söylemiyorsun?" diyebilen bir başkanın olduğu camiada; (kulüp içi işlerin) "yasadışı teknik takiplerle" yürütüldüğü İSPAT OLUNMUŞTUR!
Evet...
Yanlış okumuyorsunuz!
Fenerbahçe Kulübü; "yasadışı teknik takiplerle, ses kayıtlarıyla" idare oluyormuş!
Bu; "dram ötesi, içler acısı" bir durumdur!
Fenerbahçe Kulübü; "yasadışı teknik takiplerle, ses kayıtlarıyla" idare oluyormuş!
Bu; "dram ötesi, içler acısı" bir durumdur!
Aziz Yıldırım'ın bugünkü imza töreninde masayı İsmail Kartal'a bırakarak "kaçması"; o ses kayıtlarıyla ilgili gelecek sorulara söyleyebilecek bir şeyi olmamasındandır!
O ses kayıtlarını sızdırarak (akılları sıra) Ersun Yanal'ı taraftarın gözünde bitireceklerini sananlar; nasıl tarihi bir hata yaptıklarına "hemen" uyanmışlar...
Ve çok güvendikleri bir gazeteci aracılığıyla "o kaseti unutturmayı amaçlamış bir röportajı" piyasaya sürmüşler.
Ve çok güvendikleri bir gazeteci aracılığıyla "o kaseti unutturmayı amaçlamış bir röportajı" piyasaya sürmüşler.
Onda da başkan eski hocaya ithafen:
"Ersun Yanal takımın idman saatlerini orospulara göre ayarlıyordu!" diyor
Röportajda dilin kantarı (büyük ihtimalle bilerek) öyle kaçırılmış ki...
Herkes o röportajı konuşurken adeta "ses kaydının sızdırılması skandalı" unutulsun istenmiş!
Ama...
Buna rağmen durum aynen şudur:
O şemsiye; gireceği yeri bulmuştur ve...
Oraya girmiş şemsiye bi daha açılmaz!
Fenerli biraderlerimize bunu bi hatırlatalım dedik.
Konuştukça...
Kıvrandıça...
Daha çok batacaksınız!
Buna rağmen durum aynen şudur:
O şemsiye; gireceği yeri bulmuştur ve...
Oraya girmiş şemsiye bi daha açılmaz!
Fenerli biraderlerimize bunu bi hatırlatalım dedik.
Konuştukça...
Kıvrandıça...
Daha çok batacaksınız!
Son bi detayı daha yazmadan edemeyeceğim.
Bugün ülkenin başına bela olmuş, "karakter olarak" birbirine çok benzeyen 2 insan var...
İkisinin de sorunu aynı...
Bugün ülkenin başına bela olmuş, "karakter olarak" birbirine çok benzeyen 2 insan var...
İkisinin de sorunu aynı...
Çünkü ikisi de iktidar sarhoşu, güç sarhoşu!
O yüzden iflah olmuyorlar, asla yola ve "kanuna" gelmiyorlar!
Biri RTE, diğeri AY, bu iki adam...
Bugüne kadar öyle benzer taraflarını gördük ki; şu ses kaydı meselesi bana "başka bir benzerliği" daha hatırlattı.
O yüzden iflah olmuyorlar, asla yola ve "kanuna" gelmiyorlar!
Biri RTE, diğeri AY, bu iki adam...
Bugüne kadar öyle benzer taraflarını gördük ki; şu ses kaydı meselesi bana "başka bir benzerliği" daha hatırlattı.
Hatırlıyor musunuz;
Adamın biri (!) zamanın birinde "film montajı" yapıyordu.
O montajdan sonra;
"Deniz Bu Yaşta Hala Nasıl (İp) atlıyor?" konulu bir film ortaya çıkıyordu!
Filmin yönetmeni (!); içeridekileri nasıl uyarıyordu:
"Gözlüklerimi getirin... Kapıyı da kapatın, içeriye kimse girmesin!"
Çünkü montajı yapılan filmi "kumpasçısından başka" kimse bilmemeliydi!
Bi tarafta o film...
Bu tarafta da "teknik direktörünün soyunma odası konuşmasını" ses kaydına aldıran Fenerbahçe Başkanı!
Ses kaydını dinledim...
Ersun Yanal konuşuyor, çok net...
Ama konuşmayı (yabancılara) tercüme eden tercümanın sesi 'uzaktan' geliyor!
Yani bu da demektir ki;
O ses kaydını yapan adam, Ersun Yanal'a "tercümandan da yakın" olan bir adam!
O yüzden; ben hemen, "değişen yönetimlerin değişmeyen yardımcılarına", "değişen yönetimlerin değişmez elemanlarına" bakıyorum!
O yüzden; ben hemen, "değişen yönetimlerin değişmeyen yardımcılarına", "değişen yönetimlerin değişmez elemanlarına" bakıyorum!
İsmail Kartal, Volkan Demirel, Emre Belözoğlu, Selçuk Şahin ve Gökhan Gönül gibi isimler zaten Aziz Yıldırım'a yakınlıklarıyla bilinen isimler.
Bu ses kaydı; okları mecburen onların üzerine çeviriyor.
Saha sonuçları iyi olursa...
Ayakları hep düz basarsa pek sorun olmaz ama...
Şayet işler iyi gitmezse;
Fenerbahçe Stadı'na gelen 52 bin kişi bu isimleri epey "saygıyla" (!) yad edecektir...
Kim ne derse desin...
Bu ses kaydının ortaya çıkması;
Türkiye'nin bi dönem "Susurluk kazasıyla" güne uyanması kadar önemlidir!
Göreceksiniz...
Ersun Yanal'ı taraftar gözünde bitirmeye oynayanlar, çok önemli bir hesap hatasıyla kendi ayaklarına sıkmışlardır!
Bakmayın lafın gelişi "ayak" diyorum ama...
O kurşunu sıktıkları bölge "kendi kafaları bile" olabilir!
Bunu yaşayarak göreceğiz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder