21 Ocak 2016 Perşembe

DALDAN DALA...

 Gareth Bale'in Tottenham'dan Real Madrid'e transferinde sözleşme detayları ortaya çıkmış. Real Madrid Bale için 101 milyon avro ödemiş.
Ancak Madrid, Bale'nin bonservisini 94'lük Ronaldo'nun demoralize olmaması için 91 milyon avro olarak göstermiş!

Sevgili Galatasaraylı; demek ki neymiş?
Birileri birini alırken elindekini küstürmemeyi düşünmeliymiş!
Hani yeni bir golcü gelirse Burak Yılmaz’ın küsebileceğini düşündüğü için Hamza Hamzaoğlu’na kızıyordunuz ya...
İşte o kızılacak bir şey değilmiş!
Hadi Galatasaray’dan ve Hamzaoğlundan iyi biliyorsunuz da...
O psikolojiyi Real Madrid’ten de iyi mi bileceksiniz?
***
 Bugünkü gazetelerden birinde oldukça etli bir başlık:
“Galatasaray böyle battı!”
Bunu yazan kim?
Milliyet...
Sahibi kim?
Erdoğan Demirören (ya da Yıldırım Demirören)...
Baba ile oğlu bir tutmayalım mı?
Nedenmiş?
Geçmişte Beşiktaş başkanıyken “Alacağın olan parayı Beşiktaş’a hibe et” diyenlere (bugünün TFF başkanı) Yıldırım Demirören ne demişti?:
“Olur mu? Benim param olsa neyse... O para benim oğlumun parası!”
Yani... Demirören’lerde baba ile oğlun malı aynı imiş. Ayrı-gayri yok imiş!
TFF başkanı Yıldırım Demirören’in gazetesinde “nasıl battığı” habere konu olan Galatasaray’dan başka diğerlerinin borç miktarı da konu edilmiş.
Sıkı durun;
1-      Beşiktaş; 1 milyar 117 milyon
2-      Fenerbahçe; 1 milyar 113 milyon
3-      Galatasaray; 995 milyon
Yani (Beşiktaş’la kıyaslarsak) Galatasaray henüz (!) batmamış.
Bizim Milliyet’çi arkadaşlar bi ara “Beşiktaş nasıl battı” konusuna da girerler mi?
Bence girmezler!
Çünkü o topa giren işini kaybeder!
***
Başkan Dursun Özbek açık açık “UEFA Avrupa kupalarından 1+1 men edilmemizi istiyor” diyor.
Galatasaraylı taraftar kulüp yöneticilerine “küfür-kafir” gidiyor.
Galatasaraylı kızıyor:
“Gelmiş geçmiş tüm yöneticiler bu işte suçlu!” 
Ama aradan 5 dakika geçmeden “Transfer yapmamız lazım” diyor!
Sanki transfer dediğin gazoz kapağı ile yapılıyor?
Sanki her transferde uçuruma bir adım daha yaklaşılmıyor.
Taraftar kendisine ait olmayan bir paranın harcanmasını istiyor.
Yönetici de “benden sonra tufan” diyerek kendisine ait olmayan bir parayı harcıyor.
Sonra?
Olan Galatasaray’a oluyor!
Olan diğer kulüplere oluyor!
Kimse de hep ihracatçı olduğuna bakmıyor; “Nasıl ithalatçı oluruz?” diye kafa yormuyor.
Yani...
Böyle gelmiş böyle gidiyor!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder