Aslında gidişat hiç iyi değil; çok kötü yerlere
savruluyoruz. Her geçen gün bir öncekini mumla arar oluyoruz.
İç karartıcı görüntüler önce Trabzon’da başladı.
Trabzonsporlu bir taraftar oyundan çıkan Nani’den formasını istedi. Ama sen
misin isteyen? Neredeyse tüm tribün birbirine giriyordu! Neyse ki forma sahibine
aynen geri iade edildi de olayların daha vahim yerlere gitmesine engel olundu.
Bu hafta da Galatasaray-Beşiktaş maçında Quaresma’nın
forması olay oldu. Vay efendim bir Galatasaraylı Quaresma’nın formasını nasıl
istermiş?
İsteyemez mi?
Quaresma tüm dünyanın sevdiği büyük bir yıldız değil mi?
Onun formasını alıp giydiğinde senin Galatasaraylılığına halel mi geliyor?
İsteyemez mi?
Quaresma tüm dünyanın sevdiği büyük bir yıldız değil mi?
Onun formasını alıp giydiğinde senin Galatasaraylılığına halel mi geliyor?
Şimdi de Emre Belözoğlu olayı patlak verdi. Daha geçen sene
Fenerbahçelilerin lideri konumundaki Emre Fenerbahçe’nin bu seneye de havlu
attığı maçtan sonra çok sevinmiş!
Vay efendim; Emre nasıl bu kadar sevinirmiş!
Ayıp değil miymiş?
Yalnız Emre’nin olayı çok farklı... Aslında Emre durumu
gayet net açıklamış ama bu fanatizm içinde Emre’nin ağzından çıkanlar duyulmaz!
Ama ben size bazı detaylar vereyim ki; Emre Belözoğlu’nun
aslında ne kadar samimi olduğunu daha iyi anlayın...
Görüntüleri izledim. Avrupa mücadelesi veren Başakşehir
güçlü Fenerbahçe’yi 2-1 yenerek şampiyonluktan ederken goller sırasında Emre
kulübedeki takım sevinçlerine eski bir Fenerbahçeli gibi üzülmektense “gerçek bir Başakşehirli gibi” seviniyor.
Emre’nin geçen sene Fenerbahçe’nin kaptanı olduğunu bilenlere bu sevinçler pek
bir manidar geliyor!
Neyse... Maç bitiyor; sosyal medya Emre Belözoğlu’nun "o
görüntüleriyle" çalkalanıyor...
Görüntüler şöyle... Emre tribünlere yüksek sesle
“Ömeeeeer.... Ömeeeeeer...” diye bağırıyor... Sonra da hararetli bir öpücük gönderiyor!
Peki Ömer kim?
Ömer Emre’nin
biricik oğlu!
Ne olmuş yani? Buna da mı laf edeceksiniz?
Siz şampiyonluk kavgasındasınız diye bir baba oğluyla
arasına mesafe mi koyacak?
Bilmeyenlere detaylar vermeye devam edelim.
Aslında Emre’ye bu
olayda kızarak nasıl insani bir ayıp işliyorlar; onu gösterelim.
Bundan 3-4 ay önce televizyon karşısında oturuyorum. Bi şey
izliyor muyum; yoksa televizyon kendi kendine mi yayın yapıyor, bilmiyorum. Ama
o sırada tv 8’de çok ilgimi çeken bir program başlıyor. 1 Alp 3 Çocuk diye bir
program var. O programı taşıyabilecek ender insanlardan biri olan Alp Kırşan
çocukların konuk olduğu bir program yapıyor. Hani eskiden Barış Manço'nun yaptığı gibi! Alp çocuklara sorular soruyor;
bazen kahkaha atacağınız yanıtlar duyuyorsunuz. Çocuk sonuçta! Onlar her zaman
her yerde en doğal halleriyle olurlar. Çocuklar asla rol yapmazlar!
Beni program bağlayan nedenlerden biri de ara ara programın
ilerleyen bölümlerinde ne olacak; onun tüyosunu veriyorlar. Anlıyorum ki programa
birazdan Emre Belözoğlu da dahil olacak!
Emre’yi çok severim. Çünkü onun daha 12-13 yaşlarında
Galatasaray’a gelmiş hallerini bilirim.
Emre çok zor günlerden geçti. Diyebilirim ki o sevimli Emre (nasıl becerdiyse) Türkiye’nin en nefret edilen futbolcusu oldu. İşte o günlerde bile, o günlerde onu babası dahi savunamazken bile Emre’nin aslında ne güzel bir insan olduğunu anlatmaya çalıştım.
Emre çok zor günlerden geçti. Diyebilirim ki o sevimli Emre (nasıl becerdiyse) Türkiye’nin en nefret edilen futbolcusu oldu. İşte o günlerde bile, o günlerde onu babası dahi savunamazken bile Emre’nin aslında ne güzel bir insan olduğunu anlatmaya çalıştım.
O an anladım ki;
Birazdan Emre yayına gelecek ya... Çocuklardan biri Emre’nin oğlu Ömer’miş!
Çocuklardan bir diğeri de Ömer’in kuzeniydi sanırım. Yani anlayacağınız; Acun Emre’ye rica etmiş; “Getir çocukları da sevimli bir program yapalım” demiş.
Birazdan Emre yayına gelecek ya... Çocuklardan biri Emre’nin oğlu Ömer’miş!
Çocuklardan bir diğeri de Ömer’in kuzeniydi sanırım. Yani anlayacağınız; Acun Emre’ye rica etmiş; “Getir çocukları da sevimli bir program yapalım” demiş.
Önce tek tek tek çocuklarla program yapan Alp Kırşan daha
sonra stüdyoya Emre’yi de alıyor. Oydu buydu derken iş çocukların hangi futbol
takımını tuttuklarına geliyor.
Ömer’in kuzeni “Fenerbahçeliyim” diyor... Normal... Çünkü o da belli ki Emre’den dolayı Fenerbahçeli olmuş.
Sıra (oğul) Ömer’e geliyor... Ben ondan da aynı cevabı bekliyorum...
Ama hayır!
Emre Belözoğlu’nun oğlu Ömer diyor ki:
Ömer’in kuzeni “Fenerbahçeliyim” diyor... Normal... Çünkü o da belli ki Emre’den dolayı Fenerbahçeli olmuş.
Sıra (oğul) Ömer’e geliyor... Ben ondan da aynı cevabı bekliyorum...
Ama hayır!
Emre Belözoğlu’nun oğlu Ömer diyor ki:
“Ben Başakşehir’i tutuyorum!”
Ömer’in dili daha doğru dürüst Başakşehir diyemiyor! O
yüzden bunu o kadar ilginç bir şekilde söylüyor ki; onun “Başakşehir” diyişine
babası Emre bile gülüyor!
İşte insanların anlamadığı bu!
Emre bir baba; Ömer de onun oğlu...
Emre Fenerbahçe’deyken (büyük ihtimalle) Fenerbahçeli olan
Ömer, babası Başakşehir’e geçince (hiç gocunmadan) o da Başakşehir’e transfer
olmuş!
Onlar baba ile oğul...
Emin olun ki evde bu maçın konusu olmuştur!
Oğul Ömer babası Emre’den Fenerbahçe galibiyeti istemiştir.
Çünkü Başakşehir’in Avrupa hedefi var!
Her şeyden önemlisi bir Başakşehirsporlu için Fenerbahçe’yi yenmek “tarihi bir başarı” demektir.
Emin olun ki evde bu maçın konusu olmuştur!
Oğul Ömer babası Emre’den Fenerbahçe galibiyeti istemiştir.
Çünkü Başakşehir’in Avrupa hedefi var!
Her şeyden önemlisi bir Başakşehirsporlu için Fenerbahçe’yi yenmek “tarihi bir başarı” demektir.
Dün sahadaki Başakşehirsporlu bir futbolcu ile, tribündeki Başakşehirsporlu bir taraftar bu tarihi başarıyı
kutluyordu!
Kim bilir; belki de kamp dolayısıyla saatlerdir görüşmüyorlardı. En
son evden çıkarken baba oğluna “galibiyet sözü” vermişti; sözünü tutmanın ve
oğlunu özlemiş olduğu verdiği coşkuyla Emre oğluna “Ömeeeer... Ömeeer..” diye
bağırıyordu; ülkedeki tüm Fenerbahçelileri kendisine gıcık etme pahasına!
Emre Belözoğlu olayı benim gözümde budur...
İnsanların şu saf sevgiye bile tahammülü kalmamış; kötü olan
da budur...
Ben haberi çocuktan aldım; çocuklar asla yalan söylemez;
asla rol yapmaz!
Şayet Ömer “Ben Başakşehirliyim” diyorsa ona inanacaksınız.
Eee; baba Başakşehirli; oğul Başakşehirli...
Bu saf futbol sevgisine de saygı duymayacak mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder