***
Giriş notu:
Bu yazı aslında Fenerbahçe’nin bu sene neyin bedelini
ödediğini anlatır.
***
1 MART:
Fenerbahçe’nin 8 puan farkı eriterek şampiyonluk potasına girmesinden
sonra başkan Ali Şen futbolcu eşleriyle bir toplantı yapmış. Şen eşlere:
“Benim
gözümde hepiniz birer İviç’siniz. Güzel bir hava yakaladık. Sizden ricam
eşlerinizin antrenörü olmanız, onların her şeyiyle ilgilenmeniz” demiş.
Fenerbahçe’de ilk kez Ali Şen-Oğuz Çetin krizi bu dönemde
ortaya çıkmış. Oğuz’un futbolunu yetersiz bulan Ali Şen’e Oğuz; “Kötü
görünüyorsam bunda taktiğin de büyük payı var. Ama ben şahsen kötü görünsem de
takım adına hocamın istediklerini yapıyorum. Ayrıca Beşiktaş ve Galatasaray’la
puan farkını eritiyoruz. Demek ki doğru yoldayız, başarılıyız” diye diklenmiş!
Bu durum gazete sayfalarına “Oğuz’dan Ali Şen’e sitem” olarak yansıyınca bu
durum haliyle başkanın hoşuna gitmemiş!
Galatasaray’da ise en büyük problem haline gelen Hakan
Şükür’ün kimseden habersiz girdiği diyet yüzünden gereksiz kilo kaybı yaşadığı,, bunun da Hakan’ı formdan düşürdüğü bilgisine ulaşılmış. Hakan’a
gerekli uyarılar yapılmış.
Rıdvan Dilmen bir kez daha “Ben hazırım” mesajı vermiş!
2 MART: Fenerbahçe kritik virajda Trabzon maçına hazırlanırken
Pingel mi yoksa Feyyaz mı oynamalı tartışmasında... Fener şampiyonluk potasına
yaklaşınca primler 30’dan 75 milyona çıkarılmış!
3 MART: GALATASARAY’DAN SICAK TAKİP başlıklı haberde Adnan
Polat TFF’yi çifte standart yapmakla suçlamış. Kendi futbolcuları Okan Buruk’a
kimsenin görmediği yumruktan dolayı 2 maç ceza verildiğini söyleyen Polat:
“Oysa ki Beşiktaşlı Ertuğrul herkesin önünde yumruk atıyor ama ceza
vermiyorlar” demiş. Formsuz futbolculardan Tugay, Mert, Saffet, Okan ve
Hakan’la özel görüşmeler yapılmış. Samsun yenilgisi camiada panik havası
yaratmasın diye Polat devreye girmiş: “Bir yenilgi bizi krize sokmaz. Fener
havaya girmesin. Onların işi hala çok zor!” şeklinde konuşmuş.
Fenerbahçe’de Ali Şen ile Oğuz Çetin karşılıklı atışmasının
hoş olmayan yerlere gideceğini gören Selim Soydan tüm futbolculara demeç yasağı
koymuş!
4 MART: Bugün bayrammış ve sabah tesislerde bayramlaşma
gerçekleştirilmiş. O nedenle Ali Şen-Oğuz Çetin gerilimi şimdilik rafa
kaldırılmış!
TFF Başkanı Beşiktaş-Galatasaray ve Fener-Trabzon
maçlarından önce devreye girerek herkesi uyarma ihtiyacı hissetmiş! Erzik
“Herkesi son kez uyarıyorum. Kimse ateşle oynamasın. Limitleri zorlamayın;
tribünleri germeyin” demiş!
Evinde Galatasaray’la oynanacak maçta Daum’u savunma telaşı
almış. Galatasaray’ın güçlü forveti Saffet ve Hakan’a Gökhan ve Alpay’ı
bağlayan Daum (sırf bu maç için) sağ bek Recep’i libero dener olmuş! Yani
anlayacağınız; Beşiktaş Galatasaray’la beraberliğe düğün-bayram edecek
durumdaymış! Ligin ilk yarısında da Galatasaray yenmiş!
Kader maçı olarak görülen Beşiktaş maçından önce Saftig
Florya’da adeta terör estirmiş. Alman hoca Feti Okuroğlu, Hakan Şükür ve Suat
Kaya’ya özel ilgi göstermiş.
5 MART:
Beşiktaş-Galatasaray arasındaki zirve mücadelesinin hakemi olarak Ahmet
Çakar açıklanmış.
6 MART: Galatasaray-Beşiktaş maçı tam anlamıyla gol düellosu
şeklinde geçer!
Hakan Şükür’le 2 kez öne geçen Galatasaray önce Sergen’le
1-1’e, sonra Ertuğrul’la 2-2’ye yakalanmış. Ama oyunun son anlarında Suat
Kaya’nın golü 2. yarıdaki en anlamlı 3 puanı kazandırmış.
Galatasaray bu
galibiyetle (aksi olsa kopacakken) ligin en avantajlı takımı olmuş! (Not: Ligin
ilk yarısındaki maçı da Sergen’in golüyle uzun süre önde götüren Beşiktaş’ın
oyunun sonlarında Mapeza’nın 2 ve Saffet Sancaklı’nın golüyle 3-1 kaybetmiş!)
Bu sonuçla Galatasaray haftanın en mutlusu olmuş. Hatta
diğer maçın sonucu da Galatasaray’ın keyfine keyif katmış!
Feyyaz’ın 20. dakikadaki golüne Trabzonspor 86. dakikada Ogün’le
cevap verip Fener çok kıymetli 2 puan bırakınca Ali Şen gene bildiğiniz haline
bürünmüş! Milliyet’in arka sayfa manşeti AHMET GÜVENER HESAP VERECEK şeklinde!
Ettiği laflar da yenilip yutulacak gibi değil:
“Ahmet Güvener gibi hainlerin,
Bülent Yavuz gibi puan hırsızlarının” ifadesini kullanmış! Veeee sıkı durun;
Ali Şen başka ne demiş:
“LİGLERDEN ÇEKİLEBİLİRİZ!”
(Gördüğünüz gibi Fenerbahçe’de ha
Veli-Ali ha Ali-Veli.. Ya da daha doğru bir ifadeyle ha Ali-Aziz, ha Aziz-Ali!
Fenerbahçe’nin LİGDEN ÇEKİLİRİZ gibi ağır bir lafı kolayca kullanabilmesi için
sıradan bir lig maçında 2 ya da 3 puan kaybetmesi yeterli! Ali Şen Trabzon’a
takıldı diye o lafı etmiş, Aziz Yıldırım da Sivas’tan yenik döndüğü için!)
Devam edelim diğer sözlerine:
“Hangi hakem kimin bayisi,
ortaya çıkaracağız! 8 puan gerideyken Güvener ve arkadaşları ‘Fener nasıl olsa
diğer rakipleri yakalayamaz’ diye gülüyordu. Ama arayı kapatıp iddialı duruma
gelince Ahmet Güvener bizim maça Bülent Yavuz’u yollayarak puanımızı çaldı!
Güvener bizi aldattı, tuzağa düşürdü ama şamarımızı yiyecek! 25 milyon Fenerli
bu hainlere gününü gösterecek!”
7 MART: Gariptir; Ali Şen’in bu sözlerine ilk tepki
gösterenler FENERBAHÇE’NİN AKİL ADAMLARI VE ESKİ BAŞKANLARI olmuş! Genel kanı
ALİ ŞEN’İN BUNU YAPMAYA GÜCÜ YETMEZ şeklinde.
Emin Cankurtaran “Bu bedeli ödeyemez”; Güven Sazak “Ali Şen
Fenerbahçe’yle oyun oynayamaz”; Hasan Özaydın “Yeni Ali Şen yönetiminin hal ve gidişi iyi değil”, Faruk Ilgaz “Bu
reaksiyon çok yanlış”; Tahsin Kaya da “Ali Şen’in tutum ve davranışları bir
Fenerbahçe başkanına yakışmıyor” demiş!
Bu önemli haberin hemen altında SUÇ DUYURUSU başlıklı bir
haber var. Bir açıklama yapan MHK başkanı Ahmet Güvener:
“Bakan Şükrü Erdem ve Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda
bulunuyorum. Şayet biz Ali Şen’in dediği gibi ‘çete’ ve ‘hırsız” isek
hakkımızda derhal işlem yapılsın. Yok değilsek; Ali Şen ve arkadaşları
‘iftiracı’ olduklarını kamuoyu önünde kabule hazırlansınlar” demiş.
Tüm bu karşılıklı atışmalardan sonra Ali Şen (bugünün Aziz
Yıldırım’ı gibi) ceza kuruluna sevk edilmiş!
8 MART: Sadece eski başkanlar ve kulübün ileri gelenleri
değil Ali Şen’in kendi yönetimi bile Ali Şen’e tepki göstermiş!
Tepkiler
artınca Ali Şen “Ben ‘ligden çekiliriz’ diye bir ifade kullanmadım” şeklinde
yan çizmiş! Öyle ki; Ali Şen’in sözlerine (daha 1-2 ay önce kulübe onun üye
yaptığı) Kenan Evren bile tepki göstermiş! (Sanırım Fenerbahçe camiası böyle
şeylere en azından kulak olarak alıştığı için Aziz Yıldırım aynı oranda tepki
almıyor!)
Balta taşa vurulunca
(sanırım gündem değişsin diye) kaptan Oğuz Çetin’e verdiği olumsuz beyanatlardan
dolayı 250 milyon lira ceza verilmiş... Ancak buna da İviç karşı çıkmış!
Galatasaray yenilgisi sonra Süleyman Seba da kaptan Rıza’yı
apar topar kulübe çağırmış. Seba kaptana “Aklınızı başınıza toplayın.
Şampiyonluk defalarca sizin ayağınıza geliyor ve siz her seferinde bunu
tepiyorsunuz. Bugün ben giderim, yarın sizler. O yüzden Beşiktaş’a hizmetizi en
iyi şekilde yapın” diye çıkışmış!
Sonunda Ali Şen sorunsalına Şenol Güneş de tepki vermiş.
Güneş:
“Türkiye’nin bunca sorunu varken bir başkanın ettiği söz
ülke gündeminin 1. maddesi haline geliyorsa bu ülkemiz adına utanç verici. Ali
Şen’in sözleri Türk futbolu adına büyük bir handikap” diyor!
Ali Şen’in demeçleriyle Trabzonspor’u da haksız 1 puan almış
gibi gösterdiğini de sözlerine ekleyen Güneş: “Oysa ki biz 1 puan aldık diye
sevinmiyoruz, 2 puan bıraktık diye üzülüyoruz! Futbolumuzun bu dönemde
aklıselim insanlara ihtiyacı daha çok artıyor”
şeklinde konuşmuş.
Haftanın en mutlusu Galatasaray’da ise tek haber Kubilay
Türkyılmaz’ın sakatlığı!
9 MART: Adnan Polat Milliyet’in Fenerbahçe muhabiri Gürcan
Bilgiç’e konuşmuş: “Biz Ali Şen ve Fenerbahçe’ye aynı şekilde karşılık versek
insanlar ölür! Amacımız spor yapmak, katliam çıkarmak değil. Türkiye Futbol Federasyonu’nın başındaki Şenes Erzik (kongre üyesi) bir Fenerbahçeli. Ama buna
rağmen onlar ‘MHK başkanı Galatasaraylı’ diye kıyamet koparıyorlar. Ahmet Güvener’i
hayatımda 3 kez gördüm.”
Adnan Polat teşvik primi konusunda da hiç kaçak güreşmeden
konuşmuş:
“Eğer prim rakibi yenmesi için veriliyorsa sorun yok. Teşvik
primi bir futbolcunun 100 olan kapasitesini 150 yapmaz. Teşvik primi değil ama;
maç kazanmak için doping almak tehlikeli ve önemli! Bursa’daki Galatasaraylı
işadamları ‘Beşiktaş’ı yensin diye’ Bursasporlu oyunculara teşvik primi verirse
buna ne diyeceksiniz? Bursalı mı; Galatasaraylı mı? Bu prim hangi sınıfa
girecek?
Milliyet Spor ‘fikri takip’ ilkesine uyarak Galatasaraylı
yöneticilerin teşvik primiyle alakalı sözlerini sormuş. FENERBAHÇE’DE CİM BOM
ÖFKESİ başlıklı haberde Vefa Küçük’ün sözlerine yer verilmiş:
“Yalman ve Polat’ın teşvik primiyle ilgili sözlerini
şaşkınlıkla karşıladık. Teşvik primi Türk sporuna darbedir. Yalman ve Polat bu
sözlerin altında yatan gerçeği açıklamalı. Polat hakemlerle çok oynadı.
Sabıkaları ortadayken Fenerbahçe’ye laf etme hakkı yok. Önce kendi sabıkasını
temizlesin.”
O hafta Fatih Terim’in milli takımı İsveç’le “kader maçı”na
hazırlanıyor.
Lig yarışında Fenerbahçe’de para cezalarının affı
gündemde. Oyuncular morallendirilmeye çalışılıyor.
Galatasaray’da ise Feti, Mapeza ve Uğur Antep maçında
oynayabilsin diye uğraşılıyor. Dikkatinizi çekiyorum; Antep maçı dedim! “Samsun
Antep Antalya”nın Antep’le olanı!
10 MART: Manşette çok
ilginç bir haber var. Türk futbolunun 20 yıl içinde nerden nereye geldiğini
ispatlıyor. Bugün milli takımın başındaki Fatih Terim’in aldığı para zaman
zaman TBMM gündemine dahi geliyor. Ama o yıllarda öyle değilmiş! Fatih Terim
ligdeki hocalardan daha az para alıyormuş ve Terim özellikle Galatasaray’ın
kıskacında. TFF Fatih Terim’i elinden kaçırmamak için zam yapma derdinde. Ancak
o zammı kendi yapamıyor! Çözüm olarak da; Fatih Terim’in daha iyi para alması
SPONSORLARA havale ediliyor!
Gündem boşluğunda Şeytan Rıdvan gene bir şeytanlık yapmış ve
Fenerbahçe’den 2 yıllık mukavele istemiş!
Bu talebe Şadan Kalkavan kendi üslubuyla sert tepki
göstermiş:
“Hep umutsun, hep akıllardasın ama sahada hiç yoksun! Önce oyna...
Oynayabilecek durumda olduğuna inandır, mukavele işi kolay!”
Göbekte TEŞVİK SUÇLAMASI diye bir haber var. Fenerbahçe
yöneticisi Mehmet Ali Aydınlar (!) Adnan Polat’ın Gürcan Bilgiç’e
söylediklerine atıfta bulunarak:
“Bursa’daki Galatasaraylı işadamları Fenerbahçe maçına acaba
ne kadar teşvik primi verecekler? Beşiktaş maçına 1 buçuk milyar verenler
sanırım bizim maça 3 milyar verirler. Ancak ne verirlerse versinler, gene de
yeneceğiz!” diyor.
Bu arada ufak ufak “İviç Fenerbahçe’yi bırakıyor!” haberleri
yayılıyor. İviç haberi yalanlamış; Selim Soydan ise “Her şeyde olduğu gibi
bunda da Galatasaray’ın parmağı var. Amaçları huzurumuzu bozmak” demiş!
11 MART: Tanju Çolak hapisten çıkmış ve yazmak için
Milliyet’i, yorumculuk yapmak için Kanal D’yi tercih etmiş.
O devrin en iyi hakemi olan Ahmet Çakar Milliyet Spor’dan
Uluğ Örs’e:
“Ahmet Güvener’in ‘Galatasaraylıyım’ demesi Türk futboluna
darbe indirdi. Ben MHK’nin başında FİFA kokartı olan birini görmek isterdim”
diyerek, konuşmaları yasak olan hakemlerin maçtan sonra (kendilerini savunabilmek
adına) “konuşmaları gerektiğini” söylemiş.
Bir yandan şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray o gün
mali kongreye gidiyor. Buna bir da takımın kadro sıkıntısı eklenince
GALATASARAY BUNALIMDA diye Milliyet’e haber olmuş.
Ana sayfa manşette çok ilginç bir değerlendirme haber var;
keşke ders alınabilseymiş!
Cemal Ersen imzalı o Ankara haberinde TERÖRÜN AĞIR FATURASI
işlenmiş.
Denmiş ki;
“37 yıllık lig tarihinde İLK KEZ 1 sezonda 6 takımın sahası
TRİBÜN ANARŞİSİ’nden kapanmış! Futbolcuların gördüğü kartlarda da artış olmuş!
Samsun Adana Demirspor 2’şer, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Zeytinburnu ve Bursa da 1
kez saha kapama cezası almış. Trabzonspor ve Vanspor kulüpleri de “uyarı”
almış.
Arka sayfa manşetinde FENERBAHÇE 5 YABANCI İSTEDİ haberi
var. Teklifi dillendiren Mehmet Ali Aydınlar ve talep edilen 5 yabancının
3’ünün sahada olması istenirken 2’si de kulübede otursun denmiş!
12 MART: Galatasaray mali kongresinde 1995 bütçesi
‘alkışlarla’ 1 buçuk trilyon olarak belirlenmiş.
Fenerbahçe Teknik Direktörü İviç ALARM vermiş. Hırvat hoca:
“Her şey yalandı, önümüzdeki 3 maç gerçek! Şayet önümüzdeki
3 maçtan 9 tam alırsak bu size şampiyonluk yolunda epey avantaj sağlayacak”
demiş ve futbolcuların o maçlara konsantre olmasına çaba harcamış. Bu gün
Fenerbahçe’de de mali kongre günüdür ve (nedense) bu kongre zamanları
kulüpleri hep gerer, hep olumsuz etkiler!
13 ve 14 MART: Ligde 25. hafta oynanmış. Geçen hafta
Galatasaray’a kaybederek şampiyonluk yolunda çok ağır bir darbe alan ve moral
kaybeden Beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçı Ertuğrul Sağlam’ın (penaltı) ve
Madida’nın 2 golüyle 3-1 kazanmış.
Hafta başından bu yana kadro sıkıntısı yaşayan Galatasaray
ise evinde Gaziantepsor’a 2 -1 yeniliyor! Boliç’in (biri penaltıdan) 6 ve 26.
dakikalardaki gollerine 36. dakikada Hamza Hamzaoğlu’nun frikiğiyle cevap
verilmiş ama bu puan almaya yetmemiş!
Fenerbahçe Bursa deplasmanında 1-1 berabere kalarak geçen
hafta büyük bir krize düşen Beşiktaş’a edata hayat öpücüğü vermiş.
Ankaragücü’nü 4-0 yenen Trabzonspor ise Beşiktaş gibi
haftayı kazançlı geçirenlerden olmuş.
Bu yenilgiden sonra Florya Galatasaray tesisleri öfkeli
taraftarlarca basılıyor!
Milliyet’te Galatasaray’ın işlendiği sayfada SUÇLU KAVGASI
manşeti var.
Yönetim Saftig’i, Saftig hakemleri ve oyuncularını, futbolcular
ise hocayı ve taraftarı, taraftar ise HERKESİ suçlamış!
1 maç eksiğine rağmen lider Beşiktaş’ın 8 puan gerisinde kalan
Fenerbahçe’nin hocası İviç ligin boyunun kısalmasını da hesap ederek; “Bu
takımla ancak bu kadar” diyerek adeta havlu atmış! İviç:
“10 haftada 4 libero
denedik. Bunlar bu zamanda olacak şeyler değil. Kadroyu bu yüzden bir türlü
oturtamadık. Asla iddia edildiği gibi kondisyonsuz değiliz. Taktik ve sistem
iyiye gidiyor. Ancak cezalar ve sakatlıklar hep belimizi büktü” diye konuşuyor.
25 hafta bitip (geriye 9 hafta kaldığında) puan tablosu şöyle
şekilleniyor:
1- Beşiktaş 56 puan, 2- 51 puan (1 maçı eksik) 3- Trabzon 51
puan 4- Fenerbahçe 48 puan (1 maçı eksik)
Milliyet’in haftayı değerlendirdiği köşesinde spor yazarı
(şarkıcı Ayşegül Aldinç’in babası) Orhan Aldinç; “Galatasaray lider Beşiktaş’ı
oynadığı 2 maçta da yendi. Yani kadrosu güçlü. Bir maçları da eksik ve daha bitime
9-(10) maç var. Paniğe gerek yok!” yazmış.
Milliyet Spor’un o günkü sayfalarının sağ alt köşesinde etli
bir manşet haber var. TEŞVİK SUÇTUR başlıklı haberde Beşiktaş başkanı Süleyman
Seba:
“Hep uzak kalmaya baktık. Teşvik ahlaken ve hukuken suçtur” diyerek lig
yarışından da “Şampiyonluk bizden bir gidiyor, bir geri dönüyor. Bu sezon 4.
kezdir bu durumu yaşıyoruz. Artık ayağımıza gelen fırsatı kaçırmamalıyız” diye
bahsetmiş.
15 MART: Galatasaraylı Saffet Sancaklı’nın sözleri Milliyet
Spor’a 9 sütun manşet olmuş. “BİR GÜN FUTBOLCU ÖLECEK!” başlıklı haberde
“Tribünler ısrarla tahrik ediliyor. Olaylar böyle devam ederse fatura tamamen
bize çıkacak” demiş. Kaybedilen Antep maçında taraftarın üzerine yürümüş
olmasını “birikimin verdiği isyan” olarak niteleyen golcü Saffet sözlerini
şöyle sürdürmüş:
“Takım arkadaşlarım para ve taş yağmuruna tutulunca (Onları
bırakın beni öldürün) diye kendimi öne attım. Florya’da tesis basıldığında bana
silah çektiler! O adama “Vur beni” diye bağırdım! Artık ne olacaksa olsun. Herkes
bizi tekmeliyor, yumrukluyor. Ama biz tepki verince futbolcu tayfası olarak
kötü adam oluyoruz. Biz futbolcular 1-2 hafta boykota gidelim; görün bakın ne
oluyor? Ama unutulmasın; ölürsek bizim de ardımızdan ağlayacak sevenlerimiz var.
Çünkü biz de insanız!”
Bu manşetin hemen altında GALATASARAY’DA SON TALİMAT
başlıklı bir haber var. Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat “Ya bu hafta 6 puan
kazanın; ya da sonuçlarına hep birlikte katlanın” diye gözdağı vermiş. Polat;
“Şayet Antalya ve Fenerbahçe maçlarından beraberlik dahi alırsak işimiz biter”
demiş. (1 haftada 6 puan sözünden de anlayacağınız üzere, o hafta içinde
Galatasaray ve Fenerbahçe SİS YÜZÜNDEN ertelenen maçlarını da oynayacak!)
15 Mart 1995 günü Serdar Çakman’ın hakemlik kariyeri resmen
bitmiş!
Kocaeli ile oynanacak erteleme maçı öncesinde İviç
Fenerbahçe’ye transferi büyük olay olan Feyyaz Uçar’dan umudu keserek Pingel’i
takıma koyma kararı almış.
16 MART: Samsunspor’u 1-0 yenen Trabzonspor Fenerbahçe’yi
penaltılarla 8-7 yenen Galatasaray’ın Türkiye Kupası finalindeki rakibi olmuş.
Bugünün lider Beşiktaş açısından en önemli haberi gene
Daum’la ilgili... Şampiyonluğa çok yakın olduğunu hisseden Alman hoca kendisini
masaya çağıran yönetime “Hele bir şampiyon olalım. Anlaşması kolay” cevabını
yollamış!
15 Mart günü Galatasaray evinde oynadığı maçta berbat bir
futboldan sonra Antalya'ya 3-0 yenilmiş!
Sis yüzünden ertelenen diğer maçta Fenerbahçe’de deplasmanda
Kocaelispor’a 3-2 yenilerek şampiyonluk yarışında Beşiktaş’ı adeta tek başına
bırakmışlar.
Beşiktaş’ı en yakından takip eden Trabzon bile Beşiktaş’ın 5 puan
ardında!
Eksik maçlar tamamlandığında 26 hafta puan tablosu şöyle oluşmuş: 1-
Beşiktaş 59 puan, 2- Trabzonspor 54 puan, 3- Galatasaray 51 puan 4- Fenerbahçe
48 puan
17 MART: Herkes adeta
Beşiktaş’ın şampiyonluğuna çalışır olunca oldukça morallenen Alman Daum
futbolcularına ŞIMARMADAN YOLA DEVAM diyerek ligin henüz bitmediği uyarısını
yapmış.
18 MART: Galatasaray ve Fenerbahçe’nin üzerine adeta ölü
toprağı serpilince ilgi odağı olan Beşiktaş’ta başkan Seba “Onlar kötü gün
dostu. Her şartta her durumda yanımızda oldular” diyerek taraftarlarına övgüler
yağdırmış. Anlayacağınız; yarışta hemen hemen yalnız kalan Beşiktaş adeta
şampiyonluk için gün sayar olmuş!
20 MART: Sıra geldi erteleme maçının gazileri Fenerbahçe ile
Galatasaray arasındaki maça...
İkisinin de şampiyonluk umudu kalmasa da sonuçta bir derbi
idi. Ancak Galatasaray Fener’e göre dezavantajlıydı. Çünkü 1 hafta-10 gün
içinde (lider Beşiktaş’ı evinde devirmesine rağmen) akla hayale gelmeyecek kayıplarla
şampiyonluktan kopmuştu. Bilirsiniz; Galatasaray'ın sözleri "Re re re... Ra ra ra... Galatasaray Galatasaray Cim Bom Bom..." diye bilinen bir tezahüratı vardır. Sarı lacivertli tribünler o gün Galatasaraylıları "Re re re... Ra ra ra... Samsun-Antep-Antalya" diye kızdıryordu!
O Fenerbahçe-Galatasaray maçının prestijden başka bir anlamı
kalmamıştı ve maçı Aykut Kocaman’ın 3 golüyle Fener kazanınca 26. hafta puan
tablosu şöyle oluştu.
Sezonun en büyük şampiyonluk adayı Galatasaray 26. haftada 3.’lükten
4.’cülüğe düşmüştü:
1- Beşiktaş 59, 2- Trabzon 54 3- Fenerbahçe 51 4-
Galatasaray 51
21 MART: Milliyet’te Galatasaray’ın çöküşün nedenleri masaya
yatırılmış Tam 8 madde sayılmış. Ama 2. yarıda Fenerbahçe’nin Galatasaray’a
açtığı savaş sebeplerden biri olarak gösterilmemiş!
O 8 neden şöyle:
1- Saftig Galatasaray’a hafif geldi. 2- Götz ve Stumpf gibi
çok iyi anlaşan 2 savunma oyuncusu “kalırız” demelerine rağmen gönderilmiş.
Yerine de (Satfig’in 'Milanlı Baressi gibi') sözü üzerine 33’lük Kuzmanoski
alındı. Saftig o Kuzman’ı 1 ay sonra kendi kovdu! Yerine oynatılan Feti de
libero da sırıttı. (Ki bu Feti Adnan Polat tarafından Bursa’dan alınarak
Florya’ya helikopterle indirilmişti!) 3- Yatırım yapmadan başarı beklendi. Ucuz
transfere kaçıldı. Laudrup gelirim dedi ama parası tuzlu geldi. 4- Kuzman’ın
gönderilmesinden sonra Galatasaray “Nasılsa iyisini bulamayız” diye 3. yabancı
hakkını doldurmamış, Stauce ve Mapeza’yla oynanmış. 5- Saftig’in yıldızları
küstürmesine adeta seyirci kalındı. Kubilay, Yusuf ve Arif kaybedildi. Ergün
Pembe ve Osman bir kenara itildi. Kötülerde ısrar edildi. 6- Takımda arkadaşlık
bozuldu. Bar kuşları ve kumarbazlar hizaya sokulamadı. 7- Taraftar yıldırıldı,
küstürüldü. Taraftar ve futbolcu küfürleşti, hatta yumurklaştı. Bunlar
taraftara takımı soğuttu. 8- Futbolcunun kafası rahat ettirilemedi. Huzursuzluk
hep zirvedeydi.
Bu, işin Galatasaray kısmı...
Aynı gün aynı sayfada Selim Soydan Galatasaray camiasına
oluşan tablodan dolayı adeta “nanik” yapıyordu!
Galatasaray’ı 3-0 yenmenin
huzuruyla FENER’DE BUZLAR ERİDİ manşeti atılmış. Soydan göreve geldikten beri
ağızlarında doladıkları Galatasaraylı oyuncu transferinden vazgeçmiş!
“Galatasaray’dan kimseyi almayacağız! Biz 8 puan farkı kapadığımız takımdan
oyuncu almayız!” demiş. İviç için “Tam bir şeytan” ifadesini kullanmış.
Kazandığı için (!) hakemler hakkında tek laf etmeyen Ali Şen: “Takım olarak çok
iyiydik” demeyi yeterli bulmuş!
Teknik direktör İviç ise (nispeten) eski takımı
olan Galatasaray’ı incitmemeye özen göstermiş. “Galatasaray’ın direkten dönen
toplarının gol olmaması bizim şansımızın döndüğünü gösteriyor” demeyi yeterli
bulmuş.
Bu sayfanın sol alt köşesinde Altay ile oynayacakları maçın
Cuma günü 12.00’ye alınmasına Daum büyük tepki göstermiş. Alman hoca “Bu tip
kararlar sezon başında verilir. Bizi deneme tahtası yapmasınlar” demiş.
Milliyet Spor yazarı Orhan Aldinç HER ŞEY 1 HAFTADA
OLDU-BİTTİ başlığıyla Galatasaray’ın koca sezonu 1 haftada oynadığı maçlarla
çöpe attığını yazmış!
22 MART: Taraftar baskısı Galatasaray’ı Abant’a kaçırmış!
Divan üyeleri kongre talep etmiş.
TFF (gaz almak için olmalı;) tam da bugün Ali Şen’e 3 ay
ceza verdiğini açıklamış!
23 MART: Ankara Asliye 22. Hukuk Hakimliği kararıyla
olağanüstü genel kurul kararı alınmış. Yani Kemal Zorlu’nun çabaları TFF’yi
seçim ortamına taşımış.(Ali Şen bu işin neresinde?Erzik TFF'sinin ayağı kaydırılmaya çalışılıyor! Fenerbahçeli Erzik'in!)
Galatasaray’da hoca adayları havada uçuşmaya başlamış. Ancak
o günlerde Gazi Mahallesi olayları var. Trapattoni ve Benkakker gibi hocaların
bu olayları gerekçe göstererek İstanbul’a gelmeyecekleri açıklanmış!
Bu gazetenin sağ alt köşesinde 3 ay ceza verilen Ali Şen
gene esmiş-gürlemiş. FENERBAHÇE CEZALANDIRILDI başlıklı haberde Şen şöyle
konuşmuş:
“TFF’yi artık adam yerine koymuyoruz. 3 ay ceza verdikleri dönemde
onların hiçbir etkinliğine atılmayacağız. Anladık ki; TFF artık bu işi
yürütemez. Çünkü yanlı, taraflı ve çifte standart barındıran kararlar
veriyorlar. Üstelik yaptırımdan habersizler. Şeref tribünü Genel Müdürlüğün
onayında. Hiçbir güçleri olmadığını biliyorlar.”
24 MART: Galatasaray’la olan işini bitiren Ali Şen ve
arkadaşları şen şakrak fotoğraflar vererek Ankara turuna çıkmışlar. TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve Spor Bakanı Şükür Erdem ziyaret edilmiş.
Fener cephesi Ankara çıkarmasındayken Galatasaraylı
futbolcular da Saftig’i suçlamaya devam etmiş. Kendilerinin de olaya konsantre
olmadıklarını kabul eden futbolcular;
“Bir maç 90 dk oynayanı ertesi maç 16’ya
bile almayan Saftig ayarlarımızı bozdu” demişler.
25 MART: İviç garip işler yapmaya başlamış. Milli maç var
diye ülkesine gitmiş ama kendisini orada da pek gören olmamış. Hırvat milli
takımı hocası Blazeviç “Bütün dünyanın gözü İviç’te. Bir çok takımdan teklif
aldı. O yüzden kafası karışık” demiş.
(Bugünkü Aziz Yıldırım TFF kavgalarının aynıya yakını) o
dönemde Ali Şen ile TFF arasında yaşanmış. Yönetmelik boşluğundan yararlanan
Şen Fener-Gençlerbirliği maçında tribünde yer almış!
Galatasaray’da sezonun en sorunlu adamı olan Tugay’dan
kaptanlık alınarak Bülent Korkmaz’a verilmiş! Bülent’e sadece kaptanlık değil,
adeta bir menejer yetkisi de verilmiş. Yönetim Bülent’e de “Artık kaptansın.
Sahada hırçınlıklarından kurtul, daha sakin kal” denmiş.
26 MART:
Galatasaray (Feldkamp’ın tavsiyesiyle) Ristiç isimli F.
Düseldorf’un Hırvat hocasına gitmiş. Bu transfere Fenerbahçe teknik direktörü
İviç de aracılık etmiş! Selim Soydan "Böyle iş olur mu?” diye tepki gösteriyor.
(Yani... İviç’le Fener’in yolları böyle böyle ayrılıyor!)
Ligin 27. haftası oynanmış. Beşiktaş deplasmanda Altay’ı 8-2
yenerek koşaradım şampiyonluk havasına girmiş.
Galatasaray Ankaragücü’nü 2-1,
Trabzon da Kocaelispor’u 4-0 yenmiş.
Ali Şen siyaset turuna çıkıp İviç de
takımı başıboş bırakınca Gençlerbirliği Fenerbahçe’yi 2-1 yenmiş ve puan
tablosundaki 3’le 4 gene yer değişmiş!
1- Beşiktaş
62 puan, 2 Trabzon 57 puan, 3- Galatasaray 54 4- Fenerbahçe 51 puan
Ali Şen Gençlerbirliği maçı
yüzünden geldikleri Ankara’da Cumhurbaşkanı Demirel’i ziyaret etmiş. Demirel
Şen’e “Hesap ver bakalım. Feerbahçe’de durum ne?” demiş. Şen de “Cumhurbaşkanı
da Fenerli olduğuna göre Türkiye’nin en büyük takımı biziz. Seneye 10 milyon
dolarlık takım kurarak şampiyon olacağız” cevabını vermiş.
27 MART: Milliyet ana sayfa Spor’da artık Süleyman Seba’nın
kupalar arasında süslenmiş röportajlarına başlanmış. Oysaki Trabzon’la 5 puan
fark var. İş garantilenmeden Seba böyle işlere girmezdi oysa; hayret!
Fenerbahçe’de Rıdvan Dilmen sorunu kutu da olsa Milliyet’e
manşetten girmiş. Ali Şen ve arkadaşları “Rıdvan ona sunduğumuz tüm şansları
eliyle itti. Artık futbolu bıraksın” demişler.
Galatasaray’da ise Adnan Polat istifaya niyetleniyor ama Alp
Yalman buna izin vermiyor!
Polat “Saftig’i ben istedim. Transferi de ben
yaptım. Suçluyum yani. O zaman bedelini ödemeliyim” demiş.
28 MART: Polat krizi ertesi gün de devam ediyor. Yalman
istifasını engellemiş ama yönetim kurulundakiler Polat’ın yetkilerinin
kısıtlanmasını istemiş. Yabancı hoca konusunda tüm yetki Mehmet Cansun’a
devredilmiş!
Beşiktaş’ta da enteresan bir hikaye dönüyor.
Alman kaleci
Aumann ülkesine gitmiş. Beşiktaşlı yöneticiler Aumann’ın köpeğini tedaviye
gittiğini söylüyor, Daum ise Aumann’ın kendi ameliyatı için kontrole gittiğini...
Rıdvan Dilmen’den yönetime:
“Yönetim bırak derse futbolu
bırakırım!”
Fatih Terim’in millileri İsveç maçı için gün sayıyor.
Fenerli Aykut’un sakatlığı moral bozmuş.
29 MART: Cezanın altyapısı da tamamlanınca Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü Ali Şen’in 3 ay boyunca stada almayacağını duyurmuş.
Artık yeni sezonun kadroları yapılmaya başlanmış.
Galatasaray Gençlerbirliği’nden Tarık’a talip olmuş. “Ertuğrul Beşiktaş’a
kaptırıldı, bunu kaçırmayalım” denmiş ama... Tarık’ı olaylı bir transfer
hikayesiyle Ali Şen’in Fenerbahçesi kaçıracak! 125 milyara maloldu; (125
kuruşluk faydası olmadı; o ayrı!)
30 MART: Fenerbahçe yeni sezon için ilk transfer bombasını
Antep’ten alacağı Boliç’le patlatmış! Boliç 750 bin dolara malolmuş.
Beşiktaş’ın o günlerdeki derdi ise sürekli takımdan
ayrılacağı dedikoduları dolaşan Sergen Yalçın...
“Burada insanı bir maç seviyorlar, ertesi maç dövüyorlar”
diyen Galatasaraylı Mapeza ülkesini dönmek istediğini açıklamış.
31 MART: Milli takım İsveç’i yenerek İngitere’deki Avrupa
şampiyonasına “ilk kez” katılma hakkı elde etmiş.
O yüzden tüm sayfalar Fatih
Terim ve onun milli oyuncularına ayrılmış! (Bu başarılar tez zamanda onu Galatasaray'a taşıyacak!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder